top of page
Search
Writer's pictureAv. Hatice Kübra Ekici

MÜVEKKİLİMİZ HAMZA YAMAN HAKKINDA VERİLEN BİRLEŞMİŞ MİLLETLER KEYFİ TUTUKLAMA ÇALIŞMA GRUBU KARARI


Yaklaşık 30 aydır tutuklu bulunan, yargılaması halen devam eden müvekkilimiz Hamza Yaman hakkında yaptığımız Birleşmiş Milletler Keyfi Tutuklama Çalışma Grubu başvurusu sonuçlanmış, aşağıda görüleceği üzere keyfi tutukluluğun son bulması yönünde karar verilmiştir.


Uluslararası hukuk ve ülkemiz adına çok büyük önem arz eden bu karar mahiyeti itibariyle mevcut tutuklamalar ve hukuka aykırı uygulamalar hakkında yol gösterici ve emsal niteliktedir.


Kararın yeminli noter tarafından tercüme edilmiş Türkçe metnini bu yazımızda bulabilirsiniz.


İNSAN HAKLARI YÜKSEK KOMİSERLİĞİ

İSVİÇRE

http://www.ohchr.org

• TEL: +41 22 928 9380

• FAKS: +41 22 917 9006

• E-POSTA: w.gad@ohchr.org

Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu


28 Kasım 2018

Sayın Bay/Bayan,

Çalışma Grubunun, dikkatine sunulan hürriyetten yoksun kılma davalarına dair pek çok fikir beyanında bulunduğu 83. Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu Oturumuna atıfta bulunmak istiyorum.

Çalışma Grubunun revize edilen işleyiş yöntemlerine dair paragraf 18 uyarınca, işbu belgeye ekli olarak tarafınızdan sunulan bir davaya dair 21 Kasım 2018 tarihinde benimsenen 78/2018 (Türkiye) sayılı Fikir Beyanının metnini gönderiyorum.

Revize edilen işleyiş yöntemlerine uyumlu olarak, Çalışma Grubu benimsediği Fikir Beyanlarını ilgili Hükümete iletmesinden kırk sekiz saat sonra başvuruların kaynak kişilerine iletmektedir.

Bu Fikir Beyanı Çalışma grubunun internet sayfasında yayınlanacak ve İnsan Hakları Konseyine sunulacak yıllık rapor içeriğine alınacaktır.

Saygılarımızla,

//imza//

Lucie Viersma Sekreter

Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu

Sayın Hatice Kubra Ekici

E-posta:

avhkubraekici@hotmail.com


Want to add a caption to this image? Click the Settings icon.

Düzenlenmemiş ön sürüm Dağıtım:Genel


A/HRC/WGAD

24 Kasım 2018

Aslı: İngilizce


Want to add a caption to this image? Click the Settings icon.

İnsan Hakları Konseyi

Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu

Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu tarafından seksen üçüncü oturumunda benimsenen Fikir Beyanları, 19-23 Kasım 2018

Hamza Yaman (Türkiye) hakkındaki Fikir Beyanı No. 78/2018

l. Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu, İnsan Hakları Komisyonunun 1991/42 sayılı kararı çerçevesinde kurulmuştur. 1997/50 sayılı kararıyla Komisyon, Çalışma Grubunun yetki süresini uzatmış ve açıkça tanımlamıştır. 60/251 sayılı Genel Kurul kararı ve 1/102 sayılı İnsan Hakları Konseyi kararını müteakiben, Konsey Komisyonun yetki süresini onaylamıştır. En son olarak Konsey, 33/30 sayılı kararı ile Çalışma Grubunun yetki süresini üç yıllık bir süreyle uzatmış bulunmaktadır.

2. İşleyiş yöntemleri (A/HRC/36/38) uyarınca, Çalışma Grubu Hamza Yaman’a dair bir iletiyi Türkiye Hükümetine 15 Ağustos 2018 tarihinde iletmiştir. Hükümet iletiye 26 Ekim 2018 tarihinde yanıt vermiştir. Türkiye, Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesinin (Sözleşme) taraflarındandır.

3. Çalışma Grubu, aşağıdaki hallerde hürriyetten yoksun bırakmanın keyfi olduğu yönünde karar vermektedir:

Hürriyetten yoksun bırakma durumuna dair herhangi bir yasal gerekçe öne sürmek açıkça imkan haricinde bulunduğunda (bir kimsenin cezasının infazının tamamlanmasından sonra veya kendisi için geçerli bir af yasasının mevcudiyetine karşın hala gözaltında tutulduğu haller gibi) (kategori I);Hürriyetten yoksun bırakma durumu, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Madde 7, 13, 14, 18, 19, 20 ve 21 kapsamında ve taraf Devletler söz konusu olduğunda Sözleşme Madde 12, 18, 19, 21, 22, 25, 26 ve 27 kapsamında garanti altına alınan haklar veya özgürlüklerin kullanılmasından kaynaklı olduğunda (kategori II);İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde ve söz konusu Ülkelerce kabul edilen ilgili uluslararası belgeler kapsamında tesis edilen adil yargılanma hakkına ilişkin uluslararası normların kısmen veya tamamen ihlal edilmesi, hürriyetten yoksun bırakma halini keyfi bir karaktere sokmak için yeterli vehamete haiz olduğunda (kategori III);Sığınmacılar, göçmenler veya mülteciler, idari veya adli denetim veya yargı yollarına başvurma olanağı tanınmaksızın uzun süreli idari tevkife maruz bırakıldığında (kategori IV);Hürriyetten yoksun bırakma durumu, uluslararası hukukun doğum yeri, uyruk, etnik veya sosyal köken, dil, din, ekonomik koşullar, siyasi veya diğer fikirler, cinsiyet, cinsel yönelim, engellilik veya diğer durumlara dayalı ayrımcılık halleri temelinde bir ihlalini meydana getiriyor ve insanların eşitliğinin yok sayılmasını hedefliyor yahut bununla sonuçlanıyor olduğunda (kategori V).

A/HRC/WGAD


Want to add a caption to this image? Click the Settings icon.

Sunulan Bilgiler

Kaynaktan gelen ileti

4. Hamza Yaman, genellikle Türkiye’nin Kırıkkale ilinde, kendisine Devlet tarafından tahsis edilmiş bir konutta ikamet eden 51 yaşında bir Türkiye vatandaşıdır. Sayın Yaman, 1987 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olmuştur. Terör ve organize suç davalarına baktığı Yargıtay üyeliği de dahil olmak üzere, 28 yıl boyunca hakim olarak görev yapmıştır.

Gözaltı ve tutuklama

5. Kaynak, 15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe teşebbüsünü müteakiben 160.000 kişinin gözaltına alındığı, 60.000 kişinin tutuklandığı ve 100.000’den fazla kamu çalışanının görevden alındığını belirtmektedir. Buna ilaveten 4.500 hakim ve savcı görevden alınmış, bunların 3.000’i tutuklanmıştır.

6. 18 Temmuz 2016 tarihinde 03:45 sularında Sayın Yaman Ankara Emniyet Müdürlüğü güçlerince evinde gözaltına alınmıştır. Kaynağın aktardığı bilgilere göre, Sayın Yaman’a gözaltının Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla gerçekleştiği ve Türk Ceza Kanunu 309, 311, 313 ve 314 sayılı Maddelerini ihlal etmekle suçlandığı bildirilmiştir. Ancak, kendisine talimatın yazılı gerekçesi sunulmamıştır. Kaynak, Sayın Yaman’ın Başsavcılık talimatı olmaksızın gözaltına alındığını ve talimatın geriye dönük olarak hazırlandığını öne sürmektedir. Bu talimat, Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı ve 140 Yargıtay üyesine ve neredeyse 40 Danıştay üyesine ilişkin “arama, sorgulama izni, gözaltı ve tutuklama kararları” alınmasıyla sonuçlanan soruşturmasının ardından verilmiştir.

7. Kaynak ayrıca, Sayın Yaman’a yönelik iddianamenin savcılık tarafından gözaltına alınmasından 17 ay sonra hazırlanıp işleme konulduğunu öne sürmektedir. Sayın Yaman’ın ilk duruşması 16 Nisan 2018 tarihinde gerçekleşmiştir. Kaynağın verdiği bilgilere göre, tutuklanmasının yasal gerekçelerini Yargıtay Kanunu Madde 46(1), Türk Ceza Muhakemeleri Kanunu Madde 100 ve Türk Ceza Kanunu Madde 314(2) (terör örgütüne üyelik) oluşturmuştur. Sayın Yaman’ın avukatı her ay tutukluluğuna itirazda bulunmuş ancak bu itirazlar gerekçesiz olarak reddedilmiştir. Sayın Yaman 20 Temmuz 2016 tarihinden bu yana iki yılı aşkın süre tutuklu kalmıştır.

Gözaltı ve tutukluluk koşulları

8. Kaynak, 18 Temmuz 2016 tarihinde gözaltına alınmasını müteakiben bir polis karakolunun aşırı kalabalık, penceresi veya kliması bulunmayan bodrum kat hücresinde insanlık dışı koşullarda tutulduğunu öne sürmektedir. Aşırı kalabalık sebebiyle tuvalet imkanlarına da kısıtlı erişim imkanı bulabilmiştir. Söz konusu günün ilerleyen saatlerinde, Sayın Yaman ile beraber diğer yüksek yargı üyeleri ters kelepçe takılarak Ankara Emniyet Müdürlüğüne götürülmüş, içinde bulundukları taşıt seyri sırasında tutukluların halka sergilenmesi amacıyla özellikle uzun bir rota izlemiştir. Neredeyse 24 saat boyunca nefes almayı güç kılan sıcak ve aşırı kalabalık bir hücrede tutulmuştur. Uyuyamamış ve bu sürenin çoğunu ayakta durarak veya çömelerek geçirmiştir. İki tuvaleti kullanan neredeyse 120 kişiyle birlikte tutulmuştur. Sayın Yaman’a böbrek ve yüksek tansiyon ilaçları verilmemiş, aşağılayıcı muameleye maruz bırakılmıştır.

9. Sağlık muayenesinin ardından Sayın Yaman ertesi gün 05:00 sularında mahkemeye çıkartılmıştır. Kaynak, böylesi bir muameleye gerek olmamasına karşın ters kelepçe takıldığını öne sürmektedir. Yüksek mahkeme üyesi neredeyse 200 kişi oturak bulunmayan bir koridora sıkıştırılmıştır. Bir saatin sonunda, Sayın yaman polis gözetimi altında 2-3 dakikalığına bir savunma avukatıyla görüştürülmüştür. İfadesini vermesinin ardından Sayın Yaman koridora geri bırakılmış, burada gazete kağıtlarının üzerinde yatmıştır. Kaynak, Sayın Yaman’ın gece 02:00 saatine kadar insanlık dışı koşulllarda tutulduğunu, bunun ardından yaklaşık 400 kişiyle birlikte mahkeme içerisindeki ibadethaneye alındığını öne sürmektedir.

2


A/HRC/WGAD


Want to add a caption to this image? Click the Settings icon.

10. 20 Temmuz 2016 tarihinde 10:00 sularında, Sayın Yaman Sulh Ceza Mahkemesi koridoruna getirilmiş, burada gün boyunca bekletilmiştir. Eşini burada ilk kez görebilmiş ancak eşi polis barikatını aşamamıştır. Sayın Yaman saat 07:00’da ifadesini verdikten sonra tutuklanmış, eşinin gözü önünde ters kelepçe takıldıktan sonra Sincan T Tipi Cezaevine getirilmiştir.

11. Kaynak, 20 Temmuz 2016 tarihinden 8 Ekim 2016 tarihine kadar Sayın Yaman’ın Ankara Sincan T Tipi Cezaevinde tutuklu olarak bulundurulduğunu belirtmektedir. Sekiz kişi için tasarlanmış bir hücrede 30 kişiyle birlikte kalmış, ilk üç ay boyunca yerde yatmak zorunda kalmıştır. Cezaevinde minimum hijyen standartları sağlanmamıştır.

12. 9 Ekim 2016 tarihinde Sayın Yaman, herhangi bir bilgilendirme veya açıklama yapılmaksızın Kırıkkale Keskin T Tipi Cezaevinde tek kişilik hücrede tecrite alınmıştır. Kaynak, tek kişilik hücre cezasının bir soruşturmaya istinaden hakim onayıyla gerçekleşebileceğini ancak Sayın Yamanın bu disiplin tedbirine keyfi olarak maruz bırakıldığını öne sürmektedir. Hücrede yapılabilecek tek faaliyet temizliktir. Sayın Yaman’ın her 15 günde bir on dakikalık bir telefon görüşmesi yapmasına izin verilmiştir. Kaynaktan alınan bilgilere göre, Sayın Yaman gerekçesiz olarak devam eden tecritten dolayı insanlık dışı muamele ve psikolojik işkencelere maruz bırakılmıştır. Bunun sonucu olarak, sağlığı kötüye gitmektedir.

Sunulan bilgiler

13. Kaynak, Sayın Yaman’ın hürriyetten yoksun bırakılmasının kategoriler I, II, III ve V uyarınca keyfi olduğunu öne sürmektedir.

Kategori I: tutukluluğa dair yasal gerekçe bulunmaması

14. Kategori I’e dair olarak, kaynak Saın Yaman’ın 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünü müteakip soruşturma kapsamında gözaltına alınıp tutuklandığını belirtmektedir. Evi de aranmıştır. Kaynak, Sayın Yaman’ın hukukun üstünlüğü ilkesine ve Anayasaya saygılı bir yüksek yargı üyesi olduğunun altını çizmektedir. Kendisi darbe teşebbüsüne katkıda bulunmamış ve bu yönde herhangi bir delil de sunulmamıştır. Sayın Yaman darbe teşebbüsüne ilişkin herhangi bir suça dahil olma şüphesi ile tutuklanmamıştır.

15. Soruşturma esnasında Sayın Yaman Yargıtay’ın bir üyesi konumunda idi. Ancak, soruşturma Yargıtay Kanunu uyarınca yürütülmemiştir. Hakimler bu Kanun1 tarafından sağlanan belirli teminatlar ile beraber çeşitli uluslararası ve bölgesel belgeler kapsamında başka teminatlarla korunmaktadır. Bunun ötesinde, soruşturma makamları yetkisizdir ve yetki alanları Yargıtay Kanunu ile çelişmektedir.2 Yargıtay Birinci Başkanlığı ancak soruşturma başlatmaya yetkilidir ve bütün dava sürecinin de Yargıtay bünyesinde sürmesi gerekmektedir. Böylesi bir soruşturmayı yürütecek Yargıtay üyesinin gözaltı ve tutuklama gibi geçici güvenlik tedbirlerine başvurma yetkisi bulunmaktadır. Yargıtay usulleri, daha yüksek seviye teminat koşulları içermektedir. Kaynak, Yargıtay Kanununun özel niteliği bulunduğunu ve genel niteliğe sahip kanunların üstünde geçerliliğe sahip olması gerektiğini belirtmektedir. Ceza Muhakemeleri Kanunu ve “Olağanüstü Hal Durumunda Alınan Önlemler” başlıklı 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname genel niteliğe sahip olup Sayın Yaman için uygulanamaz durumdadır.

16. Kaynak, bir yüksek mahkeme üyesinin memuriyetten atılmasının bir darbe teşebbüsünün etkilerini geri çeviremeyeceğini ve bundan dolayı bunun orantısız bir ceza olduğunu öne sürmektedir. Buna ilaveten, Yargıtay üyeleri 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname yayınlanmadan önce gözaltına alınmıştır. Bu davada tutukluluk kararı veren ve itirazları değerlendiren Sulh Ceza Mahkemesi Başkanlığı yetkisizdir. Bunun sonucu olarak da, Türkiye Anayasası Madde 19, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Madde 8, 9 ve 10 ve Sözleşme Madde 9, 10 ve 14’e aykırı biçimde, Yaman kanunca belirlenmiş yetkiye sahip mahkeme tarafından tutuklanmamıştır.


Want to add a caption to this image? Click the Settings icon.

1 Kaynak, bu teminatların Yargıtay Kanunu Madde 2, 5, 9-11, 14, 17, 19-22, 24-26, 35-40, 138-140 ve 154 kapsamında tanımlandığını belirtmektedir.

2 Kaynak, Yargıtay Kanunu Madde 18(4) (Yargıtay Birinci Başkanlığının Görevleri) ile Madde 46’ya atıfta bulunmaktadır.

3


A/HRC/WGAD


Want to add a caption to this image? Click the Settings icon.

17. Kaynak, suçun suçüstü (flagrante delicto) olarak tespit edildiği veya ağır bir ceza gerektirdiği haller harici geçerli olması gereken Yargıtay Kanunu soruşturma usulüne atıfta bulunmaktadır. Bu dava özelinde, Sayın Yaman darbe teşebbüsünü haberlerden öğrenmiş olup, teşebbüsle herhangi bir bağlantısı bulunmamaktadır. Darbe teşebbüsüne katılması sonrası suçüstü ile tutuklanmış veyahut bir silah ya da darbe teşebbüsü suçunu yakın zamanda işlediğini gösteren bir delil ile tutuklanmış değildir. Bunun aksine, Sayın Yaman Yargıtay Başkanlığının tahsis etmiş olduğu kendi konutunda gözaltına alınmıştır. Bu paralelde, emnyet güçleri, Cumhuriyet Başsavcısı ve Sulh Ceza Mahkemesi yetkisiz olup, arama, tutuklama ve soruşturma yetkisine sahip değildi. Buna ilaveten, delil toplamaları ve Yargıtay Başkanlığına sunmaları gereken iki günlük gözaltı süresi içerisinde emniyet güçleri herhangi bir işlemde bulunmamıştır.

18. Kaynağın iddialarına göre, 667 sayılı Kararname ancak 23 Temmuz 2016 tarihinde, yani Sayın Yaman’ın gözaltına alınmasından sonra yürürlüğe girdiğinden ötürü makamların eylem ve kararları yasa dışı ve kötü niyetli olarak gerçekleşmiş sayılmalıdır. Dahası, Sayın Yaman Cumhuriyet Başsavcısının talimatı hazırlanmadan önce gözaltına alınmıştır. Devletin, hakimlerin memuriyet teminatları üzerinden ve görevlerini ifa etmelerine müdahale etmeksizin yargı bağımsızlığını temin etme yönünde sorumluluğu bulunmaktadır.

19. Buna ilaveten, Sayın Yaman’ın bürosunda ve evinde yapılan aramalar gerekli usullere aykırı olarak gerçekleşmiştir. Kaynak, aramanın 20 Temmuz 2016 tarihinde saat 03:00 sularında, Sayın Yaman halihazırda gözaltında bulunduğu esnada ve arama değil el koyma izni üzerinden gerçekleştiğini öne sürmektedir. Elde edilmiş bütün deliller yasal olmayan şekilde elde edilmiş olup Sayın Yaman’ın tutukluluğu için gerekçe olarak kullanılamaması gerekmektedir. Arama, kanunun gerektirdiği şekilde Yargıtay Birinci Başkanlığınca atanan bir müfettiş huzurunda gerçekleştirilmemiştir.

20. Dahası, hürriyetten yoksun bırakma durumu tahmin edilebilir değildir ve yasal belirlilik ilkesine uygun değildir. Bir Yargıtay üyesinin tutuklanması yönünde Yargıtay Birinci Başkanlığının talimat vermesi gerekirken, Sayın Yaman’ın tutuklanması söz konusu kanuna uygun olarak gerçekleşmemiştir. Kaynağın belirttiğine göre, 150 yıllık Mahkeme tarihinde bu davada kullanılan yöntemler monarşi, mutlakiyet, işgal, tek parti iktidarı, sıkıyönetim ve askeri idare dönemleri dahil asla kullanılmamıştır.

21. Kaynak, Sulh Ceza Mahkemesi Hakiminin şüphelilerin tutuklanması gerekliliğini darbe teşebbüsü sonrası kaçma şüphesine bağladığını ancak bu davada böylesi bir şüphe bulunmadığını vurgulamaktadır. Sayın Yaman kaçmaya çalışmamıştır ve yurtdışında bağlantıları bulunmamaktadır. Dahası, Sayın Yaman’ın tutuklanmasına davanın değerlendirilmesine olanak tanıyacak hiçbir delil bulunmadığı başlangıç aşamasında karar verilmiş bulunmaktadır.

22. Son olarak, kaynak Sayın Yaman’ın tutuklanmasının ardından yargılama makamının 29 Nisan 2017 tarihli ve 690 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Yargıtay Ceza Dairesi olarak değiştirildiğini belirtmektedir. Yargıtay Ceza Daireleri Genel Kurulu temyiz mahkemesi olarak görev yapacaktır.

Kategori II: hakların kullanımı

23. Kategori II’ye dair olarak, kaynak Sayın Yaman’ın bir Yargıtay üyesi olarak terör örgütlerine yönelik suçlamalara ilişkin dava süreçleri yürütmüş olduğunu belirtmektedir. Tutuklanmasına dek, insanları dijital medya üzerinden hedefleyip tehdit eden bölücü ve terörist örgütlerin tehditlerine karşı Devlet tarafından korunmaktaydı. 2014 yılında, (muhtemelen IŞİD bağlantılı) bir sosyal medya hesabı üzerinden Sayın Yaman dahil 140 Yargıtay üyesinin terör örgütü üyesi olduğunu iddia eden bir gönderi paylaşılmıştı. Kaynaktan alınan bilgiye göre, bu resmi niteliği bulunmayan liste görevden alınma ve tutuklanmaları için dayanak olarak kullanılmıştır.


A/HRC/WGAD


Want to add a caption to this image? Click the Settings icon.

24. Kaynak, 2010 ile 2016 yılları arasında yargı organları ve Yargıtay içerisinde meydana gelen çeşitli yapısal değişiklikleri ayrıntılandırmıştır. Kaynak, Yargıtay’ın yapısını değiştirmek üzere 6545 sayılı Kanunu yürürlüğe sokma ve 18 Haziran 2014 tarihinde Birinci Başkanlık Heyeti ile beraber Mahkemenin Genel Sekreteri ile Genel Sekreter Vekillerinin görev süresini sona erdirme işlemleri dahil olmak üzere Hükümet’in yargı üzerinde baskı kurduğunu öne sürmektedir. 2011 ile 2015 yılları arasında Birinci Başkanlık Heyeti dört kere değişikliğe uğratılmıştır. Bir başka örnek olarak kaynak, Hükümetin desteğiyle ve hakimlerle savcılar üzerinde baskı kurma işleviyle Yargıtay bünyesinde ‘Yargıda Birlik Platformu’ adı altında bir kurum oluşturudulduğunu belirtmektedir. Kaynaktan alınan bilgilere göre, bu Platformu desteklemeyen 4.500 hakim ve savcı görevden alınmış, 3.000’i ise tutuklanmıştır.

25. Bunlara ilaveten, yeni atanan Birinci Başkanlık Heyeti Sayın Yaman’ınkiyle birlikte 100’den fazla Yargıtay üyesinin görev yerlerini değiştirmiştir. Yeni Heyet ayrıca Yargıtay üyelerine yönelik soruşturmalar başlatmıştır. Kaynak, Sayın Yaman’ın karşıt fikirlerinden dolayı soruşturmaya uğradığını öne sürmektedir. Seminerlere, bilimsel konferanslara ve uluslararası toplantılara katılımının engellenmesi dahil Sayın Yaman ayrımcılığa maruz bırakılmıştır. 16 Temmuz 2016 tarihi saat 08:00’da, Yargıtay yönetimi darbe teşebbüsünü ‘Yargıda Birlik Platformu”nu desteklemeyen 140 Yargıtay üyesinin soruşturulması için bahane olarak kullanmış, bu kişilerin isimleri yargı üyelerini hedef alan bir internet sayfasında yayınlanmıştır. Sayın Yaman gözaltına alınma kararını darbe teşebbüsü sürmekteyken gece yarısı haberlerden öğrenmiştir. Kaynak, Sayın Yaman’ın herhangi hükümet yanlısı ilişkileri bulunmadığını ve bu yüzden hükümet yanlısı medya ile terörist internet sayfaları tarafından hedef alındığını iddia etmektedir.

26. Kaynak, 24 Ağustos 2016 tarihli ve 2016/426 sayılı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kararı ile 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3. Maddesi uyarınca Sayın Yaman ve diğerlerinin göreve iade ihtimali bırakılmaksızın kamu hizmetinden atıldığını bildirmektedir. Görevden alınmaya dair herhangi temyiz veya yeniden görüşülme yolu izlenme ihtimali bulunmamaktadır. Kaynak, Hükümetin Danıştay, Yargıtay, idari ve adli mahkemelerin yetki alanlarını ortadan kaldırdığını ve yargıda tam bir hakimiyet kurmayı başardığını öne sürmektedir.

Kategori III: adil yargılanma hakkı

27. Kategori III’e dair olarak, kaynak Sayın Yaman’ın İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Madde 9 ve 10 ile Sözleşme Madde 9 ve 14 kapsamındaki haklarının ihlal edildiğini öne sürmektedir. Avukatlarına kendisine dair delillere erişim sağlanmamasından ötürü Sayın Yaman anlamlı bir hukuki yol arayışından ve tarafların eşitliği ilkesinden mahrum bırakılmıştır. Sayın Yaman’ın dosyasına dair gizlilik talimatı verilmiş, savunma avukatı da iddiaya göre tutukluluğuna dayanak olan temel delilleri görmeden tutukluluğuna etkin biçimde itirazda bulunamamıştır.

28. Bu davaya ilişkin tüm kararlar Sayın Yaman’ın yokluğunda alınmış, kendisini savunma imkanı tanınmamıştır. Kaynak, Sayın Yaman’ın hakim karşısına getirilmeden önce neredeyse 12 ay tutuklu olarak bulundurulduğunu belirtmektedir. 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararname Madde 3(1), mahkemede hazır bulunma hakkı dahil adil yargılanma hakkının ihlal edilmesi için bahane olarak kullanılmıştır.

29. Bunlara ilaveten, Sayın Yaman’a ilişkin kararlar, Sayın Yaman’ın dosyasının incelenmesi ve sağlık durumunun değerlendirilmesi dahil uygun gerekçelendirme ve bireysel değerlendirme yapılmaksızın verilmiştir. Bireyin tutuklanması için lazım olan gerekçeleri ayrıntılandıran Ceza Muhakemeleri Kanunu Madde 34 ve 230 ile Türkiye Anayasası Madde 141(3)’ü ihlal edecek biçimde, 150 hakimin tutuklanması mahkemelerce beyan edilen iki satırlık kararlarla gerekçelendirilmiştir. Sayın Yaman mahkemelere 15’ten fazla dilekçe göndermiş olmasına karşın bunların hiçbiri gönderilen kurumlara varmamıştır hatta bu dilekçelere dair kayıt da bulunamamaktadır.

30. Buna ilaveten, Sayın Yaman’ın tutulduğu cezaevinde Türk Ceza Kanunu harici kanun kitabı bulunmamakta ve ailesinin de kanun kitapları sağlamasına izin verilmemektedir. Buna ilişkin olarak Sayın Yaman’ın lehine çıkan bir mahkeme kararı uygulanmamış ve Adalet Bakanlığının 26 Temmuz 2016 tarihli Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) tutuklularına dair genelgesi buna gerekçe olarak kullanılmıştır.

s


31. Kaynak, Sayın Yaman’a sunulan hukuki danışmanlığın kurallarla kısıtlandığını, cezaevi çalışanlarınca izlendiğini ve hem görsel hem işitsel olarak kayıt altına alındığını belirtmektedir. Yasal temsilcileri ile aralarında el değiştiren tüm belgeler kontrol ve teftiş edilmekte olup, bu yolla savunma avukatıyla iletişimin gizliliği hakkı ihlal edilmiştir. Dahası, aile ziyaretleri de Kanun Hükmünde Kararname ile sınırlanmaktadır. Diğer tutuklular aileleriyle haftada bir telefonla görüşebilirken, Sayın Yaman ancak iki haftada bir görüşebilmektedir. Yine diğer tutukluların ayda bir kez birer saatlik ziyaret hakkı bulunurken, Sayın Yaman’ın ancak iki ayda bir 30 dakika görüşmesine izin verilmektedir. Kaynak, davanın görüldüğü konuma 150 kilometre uzakta bir cezaevine konulduğunu belirtmekte ve bu kararın hukuki danışmanlık sağlanması ve aile ziyaretlerinin gerçekleşmesini engelleme veya zorlaştırma amacıyla alındığını öne sürmektedir.

32. Kaynak, Sayın Yaman’ın kaçma şüphesi bulunmadığını vurgulamaktadır. Kendisi 28 yıl hakim olarak görev yapmış olup bir yüksek yargı üyesidir. Kendisine Devlet tarafından tahsis edilen bir konutta oturmakta olup evli ve dört çocuk babasıdır. Gözaltına alınacağını bilmesine karşın konutunda iki gün boyunca polisi beklemiştir. Sonuç olarak, Ceza Muhakemeleri kanunu Madde 100 ve 101, Türkiye Anayasası Madde 19(3), İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Madde 9 ve 10 ile Sözleşme Madde 9 ve 14 ihlal edilmiş bulunmaktadır.

33. Kaynaktan alınan bilgilere göre, Sayın Yaman’ın tutukluluğunun gözden geçirilme süreci çapraşıktır. Sayın Yaman’ın tutukluluğunun devamı kararları daima bir sonraki gözden geçirme tarihinden sonra bildirilmiş, tutukluluğa dair itirazda bulunması bu şekilde engellenmiştir. Kaynak, bir hakimin Sayın Yaman’ı salıvermeye eğilimli olması halinde dahi tutukluluğun pek çok sefer uzatılmasından dolayı bu yönde karar vermeyeceğini iddia etmektedir. Kaynak, bunun İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Madde 9 ve 10 ile Sözleşme Madde 9 ve 14 hükümlerinin ihlali anlamına geldiğini öne sürmektedir.

34. Bunlara ilaveten, kaynak Sayın Yaman’ın adil yargılanma ve masumiyet karinesi haklarının ihlal edildiğini öne sürmektedir. Sayın Yaman, hakimlerden sürmekte olan tutukluluk talimatlarına ilişkin itirazlarına dair duruşmalardan çekilmelerini talep etmiştir. Ancak, Ceza Muhakemeleri Kanunu Madde 26’ya aykırı biçimde Sayın Yaman’ın talepleri işleme konulmamıştır. Sayın Yaman’ın davasını gören hakimler davaya dair görüş açıklamış, tarafsız eylemde bulunamamış ve makul sürede davaları sonuca bağlamamıştır.

35. Son olarak, kaynak Sayın Yaman’ın böbrek rahatsızlığı ve yüksek tansiyon dahil ciddi sağlık sorunlarından mustarip olduğunu vurgulamaktadır. Bu sorunlara dair tedavi almadan tutuklu bulundurulmuş olup böbreğini kaybetme riskiyle karşı karşıyadır. Kaynak, bu hususun İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Madde 5’in ihlali anlamına geldiğini öne sürmektedir.

Kategori V: ayrımcılık

36. Kategori V’e dair olarak, kaynak Sayın Yaman’ın hükümetin beklentileri ile paralel olmayan kanaat ve kararlarından ötürü hedefe alındığını öne sürmektedir. Sayın Yaman hakim veya avukat olarak mesleğini sürdürme ihtimali bırakılmaksızın görevden atılmıştır. Malvarlığı ve banka hesaplarına el konulmuş olup halihazırda emekliliği imkansız kılınmış ve Devlet tarafından tahsis edilen konutundan atılmıştır.

Hükümetten gelen yanıt

37. 15 Ağustos 2018 tarihinde Çalışma Grubu olağan iletişim usulleri gereğince Hükümete kaynaktan gelen suçlamaları iletmiştir. Çalışma Grubu Hükümetten 15 Ekim 2018 tarihine kadar Sayın Yaman’ın mevcut durumuna dair ayrıntılı bilgi sağlamasını talep etmiştir. Çalışma Grubu ayrıca Hükümetin devam eden tutukluluk halini gerekçelendiren yasal hükümleri ve bunların Türkiye’nin uluslararası insan hakları hukuku altındaki yükümlülükleri ile uyumluluğunu açıklamasını da talep etmiştir. Bunun ötesinde, Çalışma grubu Hükümeti Sayın Yaman’ın fiziksel ve zihinsel sağlığını teminat altına almaya çağırmıştır.

6


38. 24 Eylül 2018 tarihinde, Hükümet yanıt vermesi için verilen sürenin uzatılması yönünde talepte bulunmuştur. 29 Ekim 2018 tarihine kadar süre uzatımı verilmiştir. Hükümet yanıtını 26 Ekim 2018 tarihinde sunmuştur.

Arkaplan bilgileri

39. Yanıtı kapsamında Hükümet, 15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe teşebbüsü öncesi ve sonrasında özellikle FETÖ/PDY’den olmak üzere karşılaşılan terör tehditlerinin bir genel değerlendirmesini sunmuştur.3 Hükümet, Anayasa Madde 120 ile 2935 sayılı Kanun Madde 3(1)(b) uyarınca Bakanlar Kurulunun 21 Temmuz 2016 tarihinden itibaren üç ay geçerli olmak üzere ülke çapında olağanüstü hal ilan ettiğini hatırlatmaktadır. Bakanlar Kurulu olağanüstü hali yedi kez uzatmıştır.

40. Olağanüstü hal ilanını müteakiben, Hükümet Sözleşme kapsamındaki kimi yükümlülüklerini askıya almıştır. Bu kapsam daraltmasına dair bildirim Sözleşme Madde 4 çerçevesinde Birleşmiş Milletler’e iletilmiştir. Alınan tedbirler durumun zaruretince kati olarak lüzumlu, krizle orantılı ve terör örgütlerinin etkisini ortadan kaldırmak için gerekli idi. Alınan tedbirlerin Meclis Genel Kurulunca bu tarihten sonra benimsenen kararlara dayalı olması neticesiyle de yasallık ilkesi sağlanmış bulunmaktadır.

41. Hükümetin belirttiğine göre, olağanüstü hal 19 Temmuz 2018 tarihinde sona erdirilmiştir. Hükümet kapsam daraltma halini geri çekmiştir. Bu geri çekme işlemi de 8 Ağustos 2018 tarihinde Birleşmiş Milletler’e iletilmiştir.

Söz konusu davanın ayrıntıları

42. Hükümetin belirttiğine göre, Sayın Yaman 18 Temmuz 2016 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından gözaltına alınmıştır. Kendisine yönelik suçlamalar ile kanuni hakları bildirilmiştir. Gözaltına alındığına dair ailesini bilgilendirme hakkını kullanmıştır.

43. 19 Temmuz 2016 tarihinde Sayın Yaman Cumhuriyet Başsavcılığına ifadesini vermiş ve kendisine yönelik suçlamaları reddetmiştir. “Silahlı terör örgütü üyesi olmak” suçlamasıyla Sulh Ceza mahkemesine sevk edilmiştir. Sayın yaman Mahkemece sorgulanırken avukatıyla görüştürülmüş olup, bunu müteakiben Mahkeme tutuklanması yönünde karar vermiştir.

44. Mahkeme, (i) suçlamanın önemi, (ii) Sayın Yaman’a dair deliller, (iii) somut ve yakın tehdit durumu, (iv) 17 Temmuz 2016 tarihli Yargıtay Birinci Başkanlık heyeti kararı, (v) Sayın Yaman’ın kaçma ve saklanması yönünde yüksek ihtimal (bu suçlamayla karşı karşıya kalan pek çok yargı üyesinin adaletten kaçmış olmasından hareketle), (vi) suçlamaya ilişkin cezanın ağırlığı, (vii) söz konusu suçun Ceza Muhakemeleri Kanunu Madde 100(3) kapsamında olması4 ve (viii) Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Madde 5 hükümlerinin sağlanmış olması hususlarını göz önüne almak suretiyle olağan yargılama kontrol tedbirlerinin Sayın Yaman’ın davası için yeterli olmayacağına hükmetmiştir.

45. Hükümet, Sayın Yaman’a ilişkin tutukluluk kararının gözaltına alınmasını müteakiben Sulh Ceza Mahkemeleri ve Yargıtay Ceza Daireleri tarafından 29 ayrı sefer gözden geçirilmiş olduğunu vurgulamaktadır.5 Her bir gözden geçirme esnasında, mahkemeler tutukluluğunun devamını destekleyecek ayrıntılı sebepler sunmuştur. Gözden geçirmeler yargının kararı olup, yüksek mahkemelerin denetimine tabidir.


Want to add a caption to this image? Click the Settings icon.

3 Hükümetin sunduğu arkaplan bilgilerinin tam bir özeti 11/2018 sayılı Fikir Beyanı paragraflar 20-26 altında mevcuttur.

4 Madde 100(3), belirli suçlar için suçun işlenmiş olma şüphesini destekleyen ciddi sebepler bulunması halinde gözaltında tutma gerekçesinin var olduğu hükmünü barındırmaktadır.

5 Hükümet, Sayın Yaman’ın tutukluluk halinin 2016 yılında beş kez, 2017 yılında on beş kez ve 2018 yılında ise dokuz kez gözden geçirildiğini beyan etmektedir. Hükümet her bir gözden geçirmenin tarihlerini sunmuştur.

7


46. 17 Temmuz 2016 tarihinde, Yargıtay Birinci Başkanlık Heyeti 244(a) sayılı kararıyla Yargıtay üyelerinin yetkilerini iptal etmiştir. FETÖ/PDY’nin yargı bünyesinde kendi yapısını oluşturmuş olmasından şüphelenilmesinden hareketle, 1 Temmuz 2016 tarihli ve 6723 sayılı Kanun kapsamında Geçici Madde 15 çerçevesinde yeni seçimlerin yapılmasını sağlamak üzere bütün Yargıtay üyelerinin üyeliği iptal edilmiştir. Sayın Yaman FETÖ/PDY ile ilişkisinden ötürü 24 Ağustos 2016 tarihli ve 2016/426 sayılı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kararıyla görevden alınmasına dek “soruşturma hakimi” olarak görev yapmaktaydı. Bu kararın iptaline yönelik hukuki başvurunun Danıştaya yapılması mümkündür.

47. 6 Kasım 2017 tarihinde, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı davayı Yargıtay Başsavcılığına devretmiştir. 5 Ocak 2018 tarihli bir karar uyarınca, Başsavcılık davayı Yargıtay 9. Ceza Dairesinin değerlendirmesine sunmuştur. Sayın Yaman, aşağıdaki yönde kanaat bildiren iddianame kapsamında “silahlı terör örgütü üyesi olmak” ile suçlanmıştır:

“…diğer kullanıcıların Bylock yazışmaları ve tanık ifadelerinden ve örgütün toplantılarına katıldığı bilgisinden hareketle şüphelinin FETÖ/PDY’nin yasa dışı faaliyetleri ile ilişkisi bulunduğu, 2010 yılında Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunda çoğunluğu ele geçiren örgütün Yargıtay üyeliği için seçilen diğer FETÖ/PDY üyeleri arasında yer aldığı, FETÖ/PDY’nin Yargıtay yapılanmasının bir üyesi olduğu ve bu kapsamda “bağış” düzenleme ve toplama gibi örgüt adına faaliyetler gerçekleştirdiği, diğer FETÖ/PDY üyelerinin Bylock yazışmalarında kendisinden bahsettiği, sıklıkla diğer FETÖ/PDY üyeleri ile ilgili bilgiler kaydettiği ve paylaştığı ve söz konusu bilgilerin örgüt için yeni stratejiler geliştirilmesi için kullanılmasını temin ettiği, örgütün “imamlarından” olan ve FETÖ/PDY ile ilişkisinden ötürü hakkında soruşturma sürdürülen bir [birey]’in söz konusu bilgileri yine FETÖ/PDY ile ilişkisinden ötürü soruşturulan br başka [birey]’e kullandırılması yönünde emir verdiği, Twitter hesabından FETÖ/PDY ile ilişkili kişi ve kurumlara dair gönderiler paylaşmak suretiyle örgüt adına çevrimiçi propaganda yaptığı, ve örgütün “imamları” ve örgütün yargı içerisindeki “yapılanması” bünyesindeki diğer üyeleriyle birlikte çalıştığı anlaşılmış bulunmaktadır.”

48. 11 Ocak 2018 tarihinde, Yargıtay 9. Ceza Dairesi Sayın Yaman’a yönelik hazırlanan iddianameyi kabul etmiştir. Duruşmalar 16 Nisan 2018 ve 13 Ağustos 2018 tarihlerinde yapılmış olup, dava süreci devam etmektedir.

49. Hükümet, Ceza Muhakemeleri Kanunu Madde 91(5) kapsamındaki tutukluluğa itiraz hakkı, aynı Kanun Madde 141 kapsamındaki tazminat davası açma hakkı ve Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru dahil Sayın Yaman’a açık bulunan iç hukuk yollarının mevcudiyetini vurgulamaktadır. Sayın Yaman Ceza Muhakemeleri Kanunu Madde 91(5) ve Madde 141 kapsamında başvuruda bulunmamıştır. Ancak, olağanüstü hal esnasında haklarının ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine sekiz ayrı başvuruda bulunmuştur. 24 Temmuz 2017 tarihinde Mahkeme başvurusunu diğer hukuk yollarının tüketilmemiş olmasından ötürü kabul edilemez bulmuştur. Diğer başvuruları ise Anayasa Mahkemesinde görüşülmeyi beklemektedir.

Tutukluluğun koşulları

50. Hükümet, Sayın Yaman’ın 20 temmuz 2016 tarihinde Ankara Sulh Ceza Mahkemesi tarafından “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçlamasıyla tutuklandığını ve o gün içerisinde Sincan T Tipi Kapalı Cezaevine gönderildiğini beyan etmektedir. Hükümet Sayın Yaman’ın gözaltı esnasında tıbbi yardım aldığını vurgulamakta ve tedavisi ile yüksek tansiyon, böbrek rahatsızlığı ve diğer rahatsızlıkları için reçetesi bulunan ilaçlarının verilmesine ilişkin pek çok örnek sunmaktadır.

8


51. Sincan T Tipi Kapalı Cezaevindeki tutukluluğu esnasında 20 Temmuz 2016 – 9 Ekim 2016 tarihleri arasında Sayın Yaman avukatıyla 15 kere, ailesiyle ise 18 kere görüşmüştür.

52. 9 Ekim 2016 tarihinde, Sayın Yaman, Keskin T Tipi Kapalı Cezaevine nakledilmiş ve burada tek kişilik odada tutulmuştur. 5275 sayılı Kanun ve Cezaevi Kurumlarının İdaresi ve Cezaların İnfazı ile Güvenlik Tedbirlerine Dair Yönetmelik hükümleri uyarınca, Sayın Yaman’ın durumu ve önceki görevi göz önüne alınarak kendi güvenliği için tek kişilik veya üç kişilik odada tutulması gerektiğine karar verilmiştir. Bu odalarda tutulan tutuklular, toplu odalarda tutulanlarla aynı haklara sahiptir.

53. Hükümetin verdiği bilgilere göre Sayın Yaman’ın olağanüstü hal esnasında 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye uygun şekilde ve olağanüstü halin sonlandırılması ertesinde daha sıklıkla telefon görüşmeleri yapmasına izin verilmiştir. Tutuklulara haftada bir on dakikalık telefon görüşmesi izni verilmektedir. Sayın Yaman Keskin T Tipi Kapalı Cezaevindeki tutukluluğu esnasında avukatıyla 122 kere görüşmüştür. Farklı kurumlara 97 dilekçe yazmış, bunların hepsi adresine iletilmiştir.

54. Darbe teşebbüsünden sonra tutuklanan kişilerin sayısından dolayı kimi kurumlarda geçici aşırı kalabalık durumu meydana gelmiştir. Olağanüstü halin kaldırılması ile beraber tutukluluk koşullarında iyileşmeler olması beklenmektedir.

Keyfi tutukluluğa dair sunulan bilgiler

55. Hükümet, Çalışma Grubuna iletilen suçlamaların Sözleşmenin 9. ve 14. Maddelerinin kapsamı içine girdiğini iddia etmektedir. Sonuç olarak da, haklara dair kapsam daraltımı bildiriminin bu hükümleri kapsamasından dolayı ileti kabul edilemez niteliktedir. Kapsam daraltımının analizi, daraltımın yapıldığı koşulları göz önüne almalı ve olağan dönemlerde geçerli olan ilkelere dayandırılmamalıdır. Herhangi başka türlü yaklaşım Sözleşmenin 4. Maddesini anlamsız kılacaktır. İddiasını desteklemek adına Hükümet Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin yaklaşımını irdelemektedir. Hükümet ayrıca Anayasa Madde 15 ile 119-122 arası Maddeleri dahil Türkiye’de olağanüstü hal ilanına olanak tanıyan hükümleri sıralamaktadır.

56. Buna ilaveten, Hükümet Sayın Yaman’ın gözaltında üç gün tutulduğunu belirtmektedir. Bunun ardından Sayın Yaman yetkili mahkeme tarafından alınan karar uyarınca tutuklanmıştır. Gözaltı kararına itiraz hakkına sahip olmasına karşın bu hakkını kullanmamıştır. Gözaltı süresi; (i) FETÖ/PDY ile ilişkili olmasından şüphelenilen çok sayıda bireye dair soruşturmaların sürdürülmesi, (ii) aynı soruşturma kapsamında sayısız kişinin gözaltına alınmış olması ve (iii) suçlama konusu suçun ciddiyetinin ve karmaşıklığının söz konusu gözaltı süresini haklı kılması sebeplerinden ötürü orantılıdır.

57. Hükümet, Sayın Yaman’ın avukatı huzurunda ifadesini verdiğini ve hukuki yardım almasının sağlandığını belirtmektedir. Sayın Yaman gözaltına alındıktan sonra ivedilikle hakim karşısına çıkartılmıştır. Gözaltı ve tutukluluk haline dair kararlar, gerekçelerini beyan eden bağımsız hakimler tarafından verilmiştir. Sayın Yaman temyiz hakkını kullanmıştır. Mahkemeye sunulan iddianamede suçlamalar ve deliller açıklanmıştır. Darbe teşebbüsüne doğrudan katılanların kovuşturulması FETÖ/PDY ile mücadelede yeterli olmayacaktır; şiddet yoluyla kontrolü ele geçirme planlarının düzenlenmesine yardımcı olan diğerlerinin belirlenmesi de önem arz etmektedir.

58. Hükümetin verdiği bilgilere göre, Sayın Yaman’a yönelik kovuşturma somut delillere dayanmaktadır. Muhalif görüşlerinden ötürü tutuklanmış değildir. Ayrıca Sayın Yaman kendisine yönelik soruşturmanın Yargıtay Kanunu uyarınca yürütülmesi gerektiği minvalinde bir itirazda da bulunmuştur. Ancak bu Kanunun Ceza Kanunu kapsamındaki belirli suçlar için geçerli olmamasından ötürü bu itiraz reddedilmiştir. İşlendiği iddia edilen suç ağır cezalar gerektirmektedir. Dahası mahkeme terör örgütüne üyelik hususunun süreklilik arz eden bir suç olduğunu ve silahlı terör örgütüne üye olmasından şüphelenilen hakimler ve savcıların tevkif edildikleri anda suçüstü yakalandıklarının varsayılması gerektiğini beyan etmiştir.



Want to add a caption to this image? Click the Settings icon.


Want to add a caption to this image? Click the Settings icon.

59. Gizlilik kararına ilişkin olarak Hükümet, Ceza Muhakemeleri Kanunu Madde 153 hükümlerinin hakimin belirli suçların soruşturulmasını tehlikeye atabileceğine hükmetmesi halinde bir dosyayı incelemek üzere savunma avukatlarına kimi kısıtlamalar getirilebilmesine olanak tanıdığını ifade etmektedir. Sayın Yaman’a dair söz konusu olan suçlamalar da Ceza Kanunu Madde 314 kapsamında işbu belirli suçlar kapsamına girmektedir. Sayın Yaman ve avukatı, sorgulama esnasında suçlamalara dair bilgilendirildiklerinden ötürü tutukluluk haline karşı itirazda bulunmak için yeterli bilgiye sahip olmuştur. Dahası, dosyaya yönelik gizlilik kararı mahkeme iddianameyi kabul ettikten sonra kaldırılmıştır.

60. Son olarak, Hükümet bu davada Hükümete yöneltilen suçlamaların ulusal ölçekte yüksek yargıya aksettirilmediğini belirtmektedir. Uluslararası insan hakları mekanizmaları tamamlayıcı nitelikte hukuk yollarıdır ve insan hakları ihlalleri ulusal yargı süreçlerinde çözümlenebilecekken uluslararası bir makam tarafından ele alınmamalıdır. Hükümete yöneltilen suçlamalar, iç hukuk yollarının tüketilmemiş olmasından ötürü Sözleşme Madde 41(1)(c) hükümleri gereğince reddedilmelidir.

Kaynaktan alınan ilave açıklamalar

61. Kaynak, bir Yargıtay üyesinin bir suç işlemekle suçlanması halinde ve suçüstü yapılmış olmaması koşulu dahilinde, soruşturmanın Yargıtay’ın Savcılık makamınca gerçekleştirilmesi gerektiği hususunu yinelemektedir. Sayın Yaman’ın durumu suçüstü niteliği taşımamaktadır. Ne Sulh Ceza mahkemesi ne de 9. Ceza Dairesi bir Yargıtay üyesinin yargılandığı bir davaya bakmaya yetkilidir.

62. Kaynak, Sayın Yaman’ın tutukluluk halinin devamına yönelik gerekçeler sunulduğu hususunu reddetmekte, sadece önceki kararların tekrar ediliverdiğini belirtmektedir. Sayın Yaman 28 aylık tutukluluğu boyunca mahkemeye sadece dört kere çıkarılmıştır ve duruşmalar kendisinin yokluğunda devam etmektedir. Sayın Yaman ayrıca herhangi bir delil olmaksızın tutuklanmıştır. Hükümetin, içerisinde sadece “Hamza” kelimesi geçtiği için atıfta bulunduğu Bylock yazışmaları yeterli delil değildir. Buna ilaveten, Sayın Yaman’ın propaganda paylaşabileceği bir Twitter hesabı bulunmamaktadır, Twitter’da “Hamza Yaman” adıyla 20 hesap bulunmaktadır.

63. Kaynak, Hükümetin Sayın Yaman’ın avukatları ve aile üyelerine erişimi olduğuna dair iddialarını yalanlamaktadır. Özellikle Sayın Yaman’ın avukatlarıyla sadece ses ve görüntü kaydetme cihazları bulunan odalarda görüşebildiği ve hücrede tutulduğu hususlarını vurgulamaktadır. Tutukluluk haline dair itirazlarda bulunmuş ve tazminat talep etmişse de başvuruları ya görmezden gelinmiş ya da reddedilmiş olup, etkili bir hukuksal çözüm yolu olanağına sahip bulunmamıştır.

Tartışma

64. Çalışma Grubu verdikleri bilgiler için kaynağa ve Hükümete teşekkür eder.

65. Başlangıç olarak Çalışma Grubu, keyfi tutuklama iddialarını ele almasını düzenleyen usul kurallarının işleyiş yöntemleri bünyesinde açıklandığı hususunu açıklığa kavuşturmak istemektedir. İşleyiş kuralları kapsamında, iç hukuk yollarının tüketilmiş olmaması yüzünden Çalışma Grubunun davaları ele almasını engelleyecek herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Çalışma Grubu ayrıca içtihatlarında davaların ele alınmasının kabul edilebilir olması için iç hukuk yollarının tüketilmiş olması yönünde bir gereksinim bulunmadığı hususunu tanımlamış bulunmaktadır.6

66. Bir başka ön açıklama konusu husus olarak, Çalışma Grubu Hükümetin Sayın Yaman’ın durumunun Sözleşme Maddeleri 2(3), 9, 10, 12-14, 17, 19, 21, 22 ve 25-27 kapsamındaki yükümlülüklerinde kapsam daraltması çerçevesinde olduğu yönündeki iddiasına işaret etmektedir.7


Want to add a caption to this image? Click the Settings icon.

6 44/2018, 43/2018, 42/2018, 11/2018, 41/2017, 38/2017, 19/2013, 11/2000 sayılı Fikir Beyanlarına bakınız.

7 https://treaties.un.org/doc/Publication/CN/2016/CN.580.2016-Eng.pdf adresinden erişilebilecek C.N.580.2016.TREATIES-IV.4 sayılı 11 Ağustos 2016 tarihli (Madde 4(3) kapsamında bildirim) Arşiv Bildirime bakınız. Her ne kadar kapsam daraltma kararı iptal edilmiş olsa da, bu karar Sayın Yaman’ın tutuklandığı tarihte geçerli bulunmaktaydı.

10


Bu kapsam daraltma kararının bildirilmiş olduğu hususunu kabul etmesine karşın, Çalışma Grubu işleyiş yöntemleri paragraf 7 kapsamında yetkilerinin ifa edilmesine ilişkin olarak İnsan Hakları Evrensel beyannamesinde ve teamüli uluslararası hukuk çerçevesinde belirtilen ilgili uluslararası standartlara başvurmaya yetkili olduğunu vurgulamaktadır. Dahası, mevcut dava özelinde Sözleşmenin 9. Ve 14. Maddeleri Sayın Yaman’ın söz konusu tutukluluk durumu ile son derece ilgilidir. İnsan Hakları Komitesinin bireyin özgürlük ve emniyetine dair 35(2014) sayılı ve mahkemeler huzurunda eşitlik ve adil yargılanma hakkına dair 32(2007) sayılı Genelgelerinde beyan ettiği üzere, Sözleşmenin 9. Ve 14. Maddelerinde kapsam daraltmasına giden taraf Devletler söz konusu daraltmaların somut durumun gerektirdiği ölçeğin kati olarak gerektirdiği düzeyi aşmamasını temin etmek zorundadır.8 Masumiyet karinesi dahil adil yargılanma ilkelerinden sapılması her durumda yasaktır.9

67. Sayın Yaman’ın hürriyetten yoksun kılınmasının keyfi olup olmadığı hususunun değerlendirilmesinde, Çalışma Grubu delile dayalı hususlara dair içtihatları temelinde tesis edilmiş ilkelere dayanmaktadır. Kaynağın keyfi tutuklama halini oluşturan uluslararası hak ihlallerine dair ilk bakışta haklı görünen (prima facie) dava koşulunu sağlaması halinde, iddiaları çürütmek istediği takdirde aksini ispat yükümlülüğü Hükümete ait olarak anlaşılmalıdır. Hükümetin yalnızca yasal usullere uyulduğunu belirtmesi temelindeki savları kaynağın iddialarını çürütmek için yeterli değildir (bkz. A/HRC/19/57, paragraf 68).

68. Kaynak, Sayın Yaman’ın tevkif edilmesi ve ilk gözaltı sürecinde bir dizi usul kusurları işlendiğini iddia etmektedir. Kaynağın dikkate sunduğu pek çok husus, Sayın Yaman’a yönelik soruşturmanın Yargıtay Kanunu gibi ulusal mevzuat hükümlerine uygun olarak gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği soruları çevresinde toplanmaktadır. Çalışma Grubu genel bir kural olarak ulusal mevzuatın uygulanışına yönelik kanaatlere varma konusunda yetkili değildir. Ancak, Sayın Yaman’ın Cumhuriyet Savcılığı tarafından talimat hazırlanmadan önce gözaltına alınmış olduğu ve evinde yapılan aramanın arama izni olmaksızın gerçekleştirildiği yönünde kaynağın belirttiği (üç husus arasındaki) iki husus, gözaltı için yasal bir temel bulunup bulunmadığına dair önemli göstergeler barındırmaktadır. Hükümet bu iddiaların ikisine de yanıt vermemiştir.

69. Sözleşme Madde 9(1) hükümleri uyarınca, hiç kimse kanunlarca belirlenen sebepler temelinde ve usuller uyarınca olmadığı takdirde hürriyetten yoksun bırakılamaz. Çalışma Grubunun belirttiği üzere, hürriyetten yoksun bırakma halinin hukuki bir dayanağı olmak durumundadır, tevkif yetkisi veren bir kanun olması yeterli değildir. Yetkili makamlar söz konusu yasal dayanağı işletmeli ve gerekli usuller uyarınca somut davanın koşullarına uygulamalıdır. Söz konusu dava özelinde, bu dayanak Cumhuriyet Savcılığı tarafından çıkarılması gereken talimat olmaktadır örnek olarak bkz. Fikir Beyanı 36/2018 ve 35/2018). Bu talimat Sayın Yaman gözaltına alınmadan önce çıkarılmamış, dolayısıyla gözaltı için yasal dayanak işletilmemiştir. Buna ilaveten Sayın Yaman’ın evi ve bürosu arama izni değil el koyma kararı çerçevesinde aranmıştır. Elde edilen bütün deliller yasadışı elde edilmiş olup Sayın Yaman’ı tutuklama yönündeki karara yasal dayanak teşkil edemez niteliktir.10

70. Buna ek olarak, Çalışma Grubu suçüstü yakalama (flagrante delicto) hususuna dair açıklama yapmak istemektedir. Her iki tarafın verdiği bilgiler uyarınca, ancak ağır ceza gerektiren bir suçu işlerken suçüstü yakalandığı takdirde Yargıtay üyeleri tutuklanabilir ve soruşturulabilir. Söz konusu davada, kaynak Sayın Yaman’ın darbe teşebbüsünü haberlerden öğrendiği ve konutunda tutuklandığını öne sürmektedir.


Want to add a caption to this image? Click the Settings icon.

8 Bkz. CCPR/C/GC/35, paragraf 65 ve CCPR/C/GC/32, paragraf 6. Çalışma Grubu ve diğer Özel Usule Dayalı yetki makamları, kapsam daraltma yenilemelerinin özellikle Sözleşme Madde 4(1) olmak üzere uluslararası hukuk kapsamında zaruret gerekliliği ve orantılılık ilkeleri ile uyuşur görünmediği hususunda endişelerini belirtmiş bulunmaktadır. https://spcommreports.ohchr.org/TMResultsBase/DownLoadPublicCommunicationFile?gld=23766 adresinden erişilebilen UA TUR 7/2018 belgesine bakınız Hükümetin yanıtına ise aşağıdaki adresten erişilebilmektedir: https://spcommreports.ohchr.org/TMResultsBase/DownloadFile?gld=34274

9 Bkz. CCPR/C/GC/32, paragraf 6

10 36/2018 sayılı Fikir Beyanında Çalışma Grubu yakın zamanda yine delillerin arama izni olmaksızın elde edildiği ve mahkeme süreçlerinde kullanıldığı bir durum için benzer kanaatte bulunmuştur (paragraflar 39-40).

II



Want to add a caption to this image? Click the Settings icon.

Bu durum suçüstü yakalanmamış olduğu anlamına gelmektedir. Hükümet terör örgütüne üyelik suçunun süreklilik arz eden bir suç olduğu ve bir silahlı örgüte üye olduğu şüphelenilen hakimlerin tevkif edildikleri anda suçüstü yakalanmış sayılmaları gerektiğini iddia etmektedir. Çalışma Grubu Hükümetin mantık yürütmesini kabul edememektedir zira bu masumiyet karinesine aykırı görünmektedir. İçtihatları kapsamında Çalışma Grubu, suçüstü durumunun mevcut olması için şüphelinin ya suçun işlenmesi esnasında ya da hemen akabinde veyahut suçun işlenmesinden kısa süre sonra sıcak takip sonucu yakalanmış olması gerektiğini istikrarlı biçimde tesis etmiş bulunmaktadır.11 Bunun sonucu olarak, Çalışma Grubu Sayın Yaman’ın suçüstü yakalanmış sayılamayacağını ve gerekli usullerin izlenmemiş olmasından ötürü tutuklanmasını gerektirecek yasal dayanağın var olmadığı kanaatindedir.

71. Kaynaktan alınan bilgilere göre, Sayın Yaman’ın tutukluluk halinin devamına dair alınan kararlar ancak bir sonraki gözden geçirme tarihinden sonra bildirilmiş, bu da karara itiraz etmesini ve tutukluluk halinin devamına karşı çıkmasını engellemiştir. Hükümet bu iddiaya yanıt vermemiştir. Çalışma Grubu söz konusu edilen Sayın Yaman’ın tutukluluk halinin devamına ilişkin kararları zamanında bildirmeme hususunun, mahkemenin tutukluluk halinin yasalara uygunluğuna dair gecikmeksizin karar vermesini gerekli kılan Sözleşme Madde 9(4) hükümlerine aykırı olduğu kanaatindedir. Çalışma Grubu, düzenli gözden geçirme dahil hürriyetin kısıtlanmasına dair yargı gözetiminin kişisel hürriyetin sınırlanamaz bir güvencesi olduğuna hükmetmektedir.12 Söz konusu gözetim tutukluluğun yasal dayanağı olmasını temin etmede hayati önem taşımaktadır (bkz. 46/2017 ve 28/2016 sayılı Fikir Beyanları). Sayın Yaman tutukluluk halinin devamına etkin şekilde karşı çıkamadığından dolayı, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Madde 8 ile Sözleşme Madde 2(3) hükümleri altındaki etkin hukuk yolları sağlanması koşulu da ihlal edilmiş bulunmaktadır.

72. Bu sebeplerden ötürü, Çalışma Grubu Hükümetin Sayın Yaman’ın gözaltına alınması ve tutuklanmasına ilişkin yasal dayanak sağlayamadığı kanaatindedir. Hürriyetten yoksun bırakılması bundan dolayı kategori I kapsamında keyfi niteliktedir.

73. Her ne kadar Çalışma Grubu bu dava çerçevesinde kategori II kapsamına giren bulgulara ulaşmamış olsa da, Sayın Yaman’a yönelik suçlamalara dair kısaca yorum getirmek istemektedir. Çalışma Grubu, iddianamede yer alan suçlamaların Sayın Yaman’ın FETÖ/PDY üyeliği ve özellikle Bylock uygulamasını kullanımı, diğer insanların kendisinden bahsettiği Bylock içerikleri ve çevrimiçi propaganda paylaşmak üzere Twitter hesabı kullanımı üzerine odaklı gözükmekte olduğunu gözlemlemiştir. Ancak, Hükümet Sayın Yaman’ın iddia edilen davranışının nasıl silahlı terör örgütü üyeliğini veya suç faaliyeti işlediğini kanıtlar nitelikte olduğunu veya nasıl olup da şifreli iletişim programları ve sosyal medya kullanımıyla temellendirilen suçlamaların ifade ve örgütlenme özgürlüğü ile bağdaştığını açıklamamıştır.

74. Buna ilaveten, kaynak gözaltı, tutukluluk ve tutukluluğun gözden geçirilmesine ilişkin duruşmalar esnasında Sayın Yaman’ın adil yargılanma hakkının pek çok kez ihlal edildiğini öne sürmektedir.

75. Kaynak, Sayın Yaman’ın tutukluluk halinin gözden geçirilmesine ilişkin duruşmalarda hazır bulunma hakkının ihlal edildiğini bildirmektedir. Sayın Yaman 28 aylık tutukluluğu süresince mahkemeye sadece dört kez çıkartılmış olup duruşmalar yokluğunda gerçekleşmektedir. Hükümet bu suçlamayı yalanlamamıştır. Çalışma Grubu, Sayın Yaman’ın hem tutukluluk halinin yasalara uygunluğuna dair hem de suçlandığı davanın görüşülmesine dair duruşmalarda hazır bulunma hakkının bulunduğu kanaatindedir.13


Want to add a caption to this image? Click the Settings icon.

11 Bkz. 9/2018 sayılı Fikir Beyanı paragraf 38. Ayrıca bkz. 36/2017 sayılı Fikir Beyanı paragraf 85, 53/2014 sayılı Fikir Beyanı paragraf 42, 46/2012 sayılı Fikir Beyanı paragraf 30, 67/2011 sayılı Fikir Beyanı paragraf 30 ve 61/2011 sayılı Fikir Beyanı paragraflar 48-49; ayrıca E/CN.4/2003/8/Add.3 paragraflar 39 ve 72(a).

12 Bkz. Hürriyetten Yoksun Bırakılmış Kişilerin Duruşmalar Sırasında Mahkemeye Getirilmesi Hakkına Dair Hukuk Yolları ve Usullerine İlişkin Birleşmiş Milletler Temel İlkeleri ve Esasları (A/HRC/30/37, “BM Temel İlkeler ve Esaslar” [UN Basic Principles and Guidelines]) paragraf 3 ve ilke 4 ile esas 3.

13 Bkz. 18/2018 sayılı Fikir Beyanı paragraf 54-55, 9/2018 sayılı Fikir Beyanı paragraf 50. Ayrıca bkz. BM Temel İlkeler ve Esaslar, ilke 11 ve esas 10.

12



Want to add a caption to this image? Click the Settings icon.

İnsan Hakları Komitesinin de beyan ettiği üzere, tutukluların duruşmalarda fiziken bulunması tutukluluk halinin yasalara uygunluğunun sorgulanmasına yardımcı olabilmekte ve bireyin emniyet hakkının bir güvencesi niteliği taşımaktadır.14

76. Buna ilaveten, Çalışma Grubu Sayın Yaman’ın Temmuz 2016 tarihinde tutuklanmasının üzerinden iki yıldan fazla (28 ay) geçtiğinin altını çizmektedir. Her ne kadar Sayın Yaman’ın yargılandığı dava FETÖ/PDY üyeliğine ilişkin iddialara dair karmaşık suçlamalar içerse de, Hükümet bu sürecin neden iki yıldan fazla zaman aldığına dair herhangi bir açıklamada bulunmamaktadır. 29 kere uzatma verilen Sayın Yaman’ın tutukluluk halinin sona erebileceğine dair herhangi bir işaret gözükmemektedir. Bu aşırı gecikme halinin mevcudiyeti göz önüne alınarak, mahkemeler tutukluluğa alternatifleri değerlendirmelidir.15 Makul süre içerisinde ve gereksiz gecikme olmaksızın yargılanma hakkı İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Madde 10 ve 11(1) ile Sözleşme Madde 9(3) ve 14(3)(c) kapsamında adil yargılanma teminatının bir parçasıdır. Sayın Yaman makul bir süre içerisinde yargılanamıyorsa, Sözleşme Madde 9(3) hükümlerine göre tahliye edilme hakkına sahiptir.16

77. Kaynak, Sayın Yaman’ın dosyasına dair gizlilik kararı konulduğunu ve savunma avukatının tutukluluk haline dayanak olarak değerlendirilen temel delilleri göremediğinden ötürü tutukluluğa karşı çıkamadığını öne sürmektedir. Hükümet, Ceza Muhakemeleri Kanunu Madde 153 kapsamında savunma avukatlarının dosyaya erişiminin sınırlandırılmasının olanaklı olduğunu, Sayın yaman ile avukatının sorgulama esnasında suçlamalara dair bilgilendirilmiş oldukları için tutukluluğa itiraz etmek üzere yeterli bilgiye sahip olduklarını ve dosyaya ilişkin sınırlamanın iddianame mahkeme tarafından kabul edildikten sonra kaldırılmış olduğunu belirtmektedir.

78. Çalışma Grubunun da beyan etmiş olduğu üzere, hürriyetten yoksun bırakılmış her birey tarafların eşitliği ilkesini muhafaza etmek üzere tutukluluk halinin yasal olmadığı veya tutukluluğa esas oluşturan sebeplerin halihazırda geçerliliğini yitirdiği yönünde itirazda bulunmasına yardımcı olabilecek tutukluluk haline ilişkin veya Devlet tarafından mahkemeye sunulmuş olan materyallere erişim hakkına sahip olmalıdır.17 Ancak bu mutlak bir hak değildir ve ulusal güvenliğin korunması gibi makul hedefler çerçevesinde sınırlandırmanın gerekli olduğu noktada ve orantılı ölçüde, örneğin tutukluluk halinin gerçeklere dayalı gerekçesini açıkça belli eden redakte edilmiş özetler sunulması gibi Devletin daha az sınırlandırıcı tedbirlerin aynı sonuca ulaşılmasını olanaklı kılmayacağını açıkça göstermiş olması koşuluyla bilgilere erişim sınırlandırılabilir.18

79. Çalışma Grubu Sayın Yaman’ın dosyasına tam erişim sağlama hakkının tutuklandığı anda geçerli hale geldiği ve iddianame mahkemece kabul edildikten sonra sınırlamanın kaldırılmasının yeterli olmadığı kanaatindedir. Kaynaktan alınan bilgilere göre iddianame Sayın Yaman’ın tutuklanmasından ancak 17 ay sonra hazırlanabilmiştir. Dahası, Hükümet Ceza Muhakemeleri Kanunu Madde 153 kapsamında erişimin sınırlandırılmasının gerekçesinin, yani Sayın Yaman’a erişim verildiği takdirde soruşturmanın ne şekilde tehlikeye girebileceği hususunun bu davada nasıl geçerli kılındığına dair bir açıklamada bulunamamıştır. Hükümet ayrıca gizlilik kararının gerekliliği, orantılılığı veya meşruiyetine ilişkin de herhangi bir bilgi sunmamıştır. Bu da, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Madde 10 kapsamında tarafların eşitliği ilkesi ile Sözleşme Madde 14(1) ve (3)(b) kapsamında adil yargılanma hakkı ve “tam eşitlik” halinde savunmasını hazırlamak için bireyin makul zaman ve olanaklara sahip kılınması ilkesinin ciddi bir ihlalini meydana getirmektedir.19

80. Buna ilaveten, Çalışma Grubu Sayın Yaman’ın ne ilk üç günlük gözaltı süresince ne de devam eden tutukluluk süresince savunmasını hazırlamak için bireyin makul zaman ve olanaklar ile seçtiği avukat ile görüşme hakkına sahip kılınmadığı kanaatindedir.


Want to add a caption to this image? Click the Settings icon.

14 Bkz. Genelge No. 35. CCPR/C/GC/35 paragraf 34 ve 42. Ayrıca bkz. Herhangi Biçimde Tutuklu veya Mahpus Olan Tüm Bireylerin Korunmasına Dair İlkeler Bütünü, ilkeler 32(2) ve 37.

15 Bkz. CCPR/C/GC/35 paragraf 37.

16 Bkz. A/HRC/19/57, paragraf 48-58. Ayrıca bkz. 18/2018 sayılı Fikir Beyanı paragraf 50.

17 BM Temel İlkeleri ve Esasları, ilke 12 ve esaslar 11 ve 13.

18 a.g.e., esas 13. Paragraf 80-81.

19 Çalışma Grubunun savunma makamına bilgilere erişim verilmemesinden kaynaklı olarak tarafların eşitliği ilkesi temelinde ihlal mevcudiyeti kanaatine vardığı örnekler için bkz. 18/2018 sayılı Fikir Beyanı paragraf 53; 89/2017 sayılı Fikir Beyanı paragraf 56, 50/2014 sayılı Fikir Beyanı paragraf 77 ve 19/2005 sayılı Fikir Beyanı paragraf 28(b).

13


Kaynak, Sayın Yaman’ın ilk gözaltı süreci esnasında savunma avukatıyla sadece 2-3 dakikalığına ve polis gözetiminde görüşebildiğini öne sürmektedir. Dahası, kaynak Sayın Yaman’a tutukluluğu süresince sağlanan hukuki danışmanlığın cezaevi çalışanlarında izlendiğini ve avukatlarıyla ancak sesi ve görüntü kayıt cihazları bulunan odalarda görüşebildiğini öne sürmektedir. Kaynak ayrıca hukuki yardım almasının zorlaştırılması adına yargılandığı konumdan kayda değer mesafede bir cezaevinde tutulduğunu iddia etmektedir. Çalışma Grubunun da beyan etmiş olduğu üzere, hukuki danışman ile tutuklunun mahremiyetine saygı teminat altına alınmalıdır.20 Bu bilgiler ışığında, Sayın Yaman’ın İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Madde 10 ve 11(1) ile Sözleşme Madde 14(3)(b) kapsamındaki hakları ihlal edilmiştir.

81. Son olarak, kaynak Sayın Yaman’ın davasının bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından görülmediğini iddia etmektedir. Sayın Yaman, hakimlerden sürmekte olan tutukluluk talimatlarına ilişkin itirazlarına dair duruşmalardan çekilmelerini talep etmiştir, ancak bu talepleri işleme konulmamıştır. Kaynağın verdiği bilgilere göre, tutukluluk haline ilişkin itirazları değerlendiren hakim, tutukluluk halinin devam edip etmemesine karar veren hakimdir. Buna ilaveten, Sayın Yaman’ın davasına bakan hakim davaya dair görüş bildirmiş olup tarafsız eylemde bulunması mümkün değildir. Hükümet Sayın Yaman’ın tutukluluk halinin bağımsız hakimlerce gözden geçirildiğini ifade etmişse de, kaynağın ileri sürdüğü suçlamalara özel olarak yanıt vermiş değildir.

82. Çalışma Grubu, itirazın sağlam dayanakları mevcut olduğu halinde hakimlerin Sayın Yaman’ın davadan çekilmeleri yönündeki taleplerini göz önüne almaları ve davadan çekilmeleri gerektiği görüşündedir. Dahası, Sözleşme Madde 9(4) hükümleri çerçevesinde bağımsız ve tarafsız gözden geçirme standardının sağlanabilmesi adına tutukluluk halinin keyfiliği ve yasalara uygunluğunu gözden geçiren mahkeme tutukluluğa ilk karar veren mahkemeden farklı olmalıdır.21

83. Bu kanaatlere varırken, Çalışma Grubu darbe teşebbüsünü müteakiben Türkiye’deki yargı üzerindeki yürütme kontrolüne yönelik risklere dair kayda değer endişelere ve hukukun üstünlüğü ilkesi üzerindeki olumsuz etkisine dikkat çekmektedir.22 Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiserliği de bu konuda aşağıdaki şekilde beyanda bulunmuştur:

“3.500’e yakın yargı üyesinin görevden alındığı ve binlercesinin hapse atıldığı bir ortamda dahi yürütme, yasama hatta yargının kendisi tarafından gerçekleştirilen keyfi tedbirlerden potansiyel olarak kaynaklanabilecek insan hakları ihlalleri için Türkiye mahkemelerinin hala etkin hukuk yolları sağlayabileceğini göstermek Türkiye için oldukça zorlu bir iş olacaktır.”23

84. Bunlar temelinde Çalışma Grubu, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Madde 10 ve Sözleşme Madde 14(1) kapsamında Sayın Yaman’ın bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından adil yargılanma hakkının ihlaline dair kaynağın ilk bakışta haklı görünen (prima facie) bir dava konusu tesis ettiği kanaatindedir. Çalışma Grubu bu davayı hakimler ve avukatların bağımsızlığından sorumlu Özel Raportöre iletecektir.

85. Çalışma Grubu, adil yargılanma hakkına ilişkin bu ihlallerin Sayın Yaman’ın hürriyetten yoksun bırakılması hususunu kategori III kapsamında keyfi karakter çerçevesine sokacak ciddiyette olduğu kanaatindedir.


Want to add a caption to this image? Click the Settings icon.

20 BM Temel İlkeleri ve Esasları, ilke 9 ve esas 8.

21 Bkz. 18/2018 sayılı Fikir Beyanı paragraf 56: BM Temel İlkeleri ve Esasları ilke 6 ve esas 4,

paragraf 51.

22 Bkz. Güneydoğuya ilişkin güncelleme dahil Türkiye’de Olağanüstü Hal İlanının İnsan Hakları Üzerindeki Etkilerine dair OHCHR Raporu, Mart 208, erişilebileceği adres:

https://www.ohchr.org/Documcnts/Countries/TR/2018-03-19_Second_OHCHR_Turkey_ Report.pdf

23 Bkz. Türkiye’de Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Önlemlerin İnsan Hakları Üzerindeki Etkilerine dair Pusula, CommDH (2016) 35, 7 Ekim 2016, paragraf 42. erişilebileceği adres: https://rm.coe.int/16806db6fl


86. Bunların ötesinde, kaynak Sayın Yaman’ın bir Yargıtay üyesi olarak hükümetin beklentileri ile paralel olmayan kanaat ve kararlarından ötürü hedef alındığını öne sürmektedir. Özel olarak, Sayın Yaman’ın hakimlik görevini yaparken Hükümet ile yandaşlık ilişkisi kurmadığı belirtilmektedir. Bunun sonucu olarak ayrımcılığa maruz kalmış (seminerlere, bilimsel konferanslara ve uluslararası toplantılara katılımının engellenmesi dahil), hükümet yanlısı medya ile terörist internet sayfaları tarafından hedef alınmış ve nihayetinde görevinden alınmış ve hürriyetinden yoksun bırakılmıştır. Kaynak, Sayın Yaman’ın Yargıda Birlik Platformu adıyla bilinen hükümet yanlısı inisiyatife katılmamayı tercih eden 3.000 hakim ve savcıdan biri olduğu ve gelişmeleri müteakiben tutuklandığı hususunda inanılırlığı bulunan ve ilk bakışta haklı görünen (

prima facie

) bir dava konusu tesis etmiştir.24 Hükümet Sayın Yaman’ın kovuşturmasının somut delillere dayandığını ve muhalif görüşleri ile ilişkisi bulunmadığını öne sürmektedir.

87. Çalışma Grubu, hakimlerin devlet memurları içerisinde uluslararası hukuk kapsamında bağımsızlığı teminat altına alınan özel bir kategoriyi temsil ettiğini hatırlatmaktadır.25 Bundan dolayı, yargı üyelerine karşı ayrımcılık suçlamaları ciddi kamusal olağanüstü durumlar dahilinde dahi özellikle özenli incelemeye tabi tutulmalıdır.26 Çalışma Grubu, Hükümetin Sayın Yaman’ın tutukluluk haline dair bu yüksek seviyede özeni sağlamaya yeterli açıklamayı sunamadığı kanaatindedir. Hükümet, Sayın Yaman’ın herhangi bir zaman herhangi bir terör örgütüne üye olduğuna veyahut 15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe teşebbüsü ile doğrudan veya dolaylı herhangi ilişkisi bulunduğuna dair somut delil gösterememiştir. Bunun aksine, kaynak tarafından gösterilen ve Hükümetin yalanlamadığı bilgiler Sayın Yaman’ın terör ve örgütlü suçlara dair davalara bakarak daha güvenli bir topluma katkıda bulunduğu ve bu işlevlerini sürdürebilmek adına Devletin yakın korumasına ihtiyaç duyduğuna işaret etmektedir. Bu bilgiler ışığında, Çalışma Grubu Sayın Yaman’ın yargısal işlevlerini yerine getirirken Hükümet yanlısı hareket etmediğinden ötürü hedef alındığı ve siyasi yahut diğer görüşlerinden ötürü ayrımcı temelde tutuklu bulundurulduğu kanaatine varmıştır.

88. Bu sebeplerle, Çalışma Grubu Sayın Yaman’ın hürriyetten yoksun bırakılmasının İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Madde 2 ve 7 ile Sözleşme Madde 2(1) ve 26 hükümlerini ihlalen ayrımcılık temelinde güdülendiği sonucuna varmıştır. Bu temelde, hürriyetten yoksun bırakılması kategori V kapsamında keyfi nitelikte bulunmuştur.

89. Çalışma Grubu, Sayın Yaman’ın tevkifat sürecinde aşırı kalabalık, sağlığa aykırı koşullarda ve süregiden tecrit altında tutulmasından ötürü kötüye gittiği belirtilen sağlık durumuna dair endişelerini belirtir. Sayın Yaman yüksek tansiyon ve böbrek rahatsızlığı dahil ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya olup böbreğini kaybetme riski taşımaktadır. Hükümet, Sayın Yaman’ın bu sağlık sorunlarından dolayı tedavi ihtiyacı duyduğunu ve tedavi gördüğünü kabul etmektedir. Çalışma Grubu ayrıca Sayın Yaman’ın ailesinden kayda değer mesafede bir konumda tutulduğunu27 ve ailesiyle görüşme sıklığının kaynak ile Hükümet arasında bir anlaşmazlık konusu olduğunu göz önüne almaktadır. Sayın Yaman’ın ailesiyle görüşmesi önündeki kısıtların da kötü sağlık durumuna katkıda bulunuyor olması muhtemeldir. Sayın Yaman, uluslararası insan hakları hukuku kapsamındaki haklarını ihlal eden koşullarda 28 aydır tutulmaktadır. Çalışma Grubu Hükümeti derhal Sayın Yaman’ı tahliye etmeye ve gerekli tıbbi yardımı almasını sağlamaya çağırmaktadır.


Want to add a caption to this image? Click the Settings icon.

24 BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği ayrıca başarısız olmuş darbe teşebbüsünü takip eden ve benzerlikler içeren bir hakim ve avukatların görevden alınması ve tutuklanması eğilimi belgelemiş bulunmaktadır. Bkz. Türkiye’de Olağanüstü Halin İnsan Hakları Üzerindeki Etkilerine Dair OHCHR Raporu, sayfalar 12-14.

25 Bkz. Yargı Üyelerinin Bağımsızlığına Dair Temel İlkeler; bu belge ayrıca Avukatların Görevlerine Dair Temel İlkeler ve Savcıların Görevlerine Dair Esaslar gibi belgelerle de desteklenmektedir.

26 OHCHR, Türkiye’de Olağanüstü Halin İnsan Hakları Üzerindeki Etkilerine Dair Rapor, sf.13. Ayrıca bkz. OL TUR 5/2017; erişilebileceği adres: https://spcommreports.ohchr.org/TMResultsBase/DownLoadPublicCommunicationFile?gld=23138

Hükümetin yanıtına ise aşağıdaki adresten erişilebilmektedir: https://spcommreports.ohchr.org/TMResultsBase/DownLoadFile?gld=33590

27 Bu husus Nelson Mandela Kuralları kapsamındaki Kural 59’u ihlal eder nitelikte görünmektedir, A/RES/70/175.

15


90. Bunlara ilaveten, kaynak Sayın yaman’ın Ekim 2016 tarihinden bu yana tek kişilik hücrede tutulduğunu belirtmekte olup, bu ancak bir soruşturmayı müteakiben ve hakim kararıyla verilebilecek bir cezalandırma yöntemi olması temelinde bu haliyle insanlık dışı muamele ve psikolojik işkence anlamına gelmektedir. Her ne kadar Hükümet Sayın Yaman’ın bir hücrede tutulduğunu reddediyor ise de, kendisinin tecrit altında tutulduğu suçlamasını yalanlamamaktadır. Çalışma Grubu Sayın Yaman’ın bu koşullarda aşırı uzun bir süre tutulduğu kanaatindedir. Sadece istisnai olarak kullanılan bir tedbir olması gereken tecriti gerektiren ne ölçekte bir güvenlik riski teşkil ettiği belirsizdir. Çalışma Grubu, bu hususu işkence ve diğer zalimce, insanlık dışı veya aşağılayıcı davranış veya cezalandırmalardan sorumlu Özel Raportöre iletmeye karar vermiştir.

91. Çalışma Grubu, Türkiye’de ilan edilmiş olan olağanüstü halin yakın tarihte kaldırılmış olmasını ve Sözleşme hükümlerine yönelik askıya alma ve daraltmaların iptal edilmiş olmasını memnuniyetle karşılamaktadır. Ancak Çalışma Grubu 15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe teşebbüsünü müteakiben hakimler ve savcılar dahil çok sayıda bireyin tutuklanmış olduğunun ve pek çoğunun hala tutuklu olarak yargılandığının da ayırdındadır. Çalışma Grubu Hükümeti bu davaları uluslararası insan hakları yükümlülüklerine uygun şekilde en kısa sürede sonuca ulaştırmaya çağırmaktadır.

92. Çalışma Grubu Türkiye’ye bir ülke ziyareti yapma olanağı bulmayı memnuniyetle karşılayacaktır. Türkiye’ye Ekim 2016 tarihinde düzenlenmiş olan en son ziyaretten bu yana kayda değer zaman geçmiş olmasını göz önüne alarak, Çalışma Grubu bir başka ziyaret gerçekleştirmek için makul bir zaman olduğu kanaatindedir. Çalışma Grubu Hükümetin Mart 2001 tarihinde tüm tematik Özel Usul yetki makamları için sürekli geçerli bir davet çıkarmış olduğunu hatırlatmakta ve 8 Kasım 2017 tarihinde yaptığı bir önceki ziyaret talebine olumlu yanıt verilmesini beklemektedir.

Tasarruf

93. Yukarıda belirtilenlerin ışığında, Çalışma Grubu aşağıdaki şekilde fikir beyan etmektedir:

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Maddeler 2, 7, 8, 9, 10 ve 11(1) ile Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi Maddeler 2(1), 2(3), 9, 14 ve 26 hükümlerine aykırı olmak suretiyle, Hamza Yaman’ın hürriyetten yoksun bırakılması keyfidir ve kategoriler I, III ve V kapsamına girmektedir.

94. Çalışma Grubu Hükümetin Sayın Yaman’ın durumunun çözüme kavuşturmak ve durumu İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ile Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi kapsamında belirtilenler dahil ilgili uluslararası normlara uyumlu hale getirmek üzere gecikmeksizin gerekli adımları atmasını talep etmektedir.

95. Çalışma Grubu, özellikle Sayın Yaman’ın sağlığına yönelik riskler olmak üzere davaya konu bütün koşulları göz önüne alarak uygun çözüm yolunun uluslararası hukuk uyarınca Sayın Yaman’ın derhal tahliye edilmesi ve kendisine icra edilebilir tazminat ve diğer telafi yollarının açılması olduğu görüşündedir.

96. Çalışma Grubu keyfi hürriyetten yoksun bırakma halini çevreleyen koşullara dair kapsamlı ve bağımsız bir soruşturma yürüterek Sayın Yaman’ın haklarının ihlalinden sorumlu bulunacak kişilere dair uygun işlemleri gerçekleştirmeye çağırmaktadır.

97. İşleyiş yöntemleri altında paragraf 33(a) kapsamında, Çalışma Grubu bu davayı (i) hakimler ve avukatların bağımsızlığından sorumlu Özel Raportöre ve (ii) işkence ve diğer zalimce, insanlık dışı veya aşağılayıcı davranış veya cezalandırmalardan sorumlu Özel Raportöre gerekli işlemlerin başlatılması için iletme kararı almıştır.

98. Çalışma Grubu Hükümetten halihazırda sunulan bu fikir beyanının mümkün olan bütün imkanlar vasıtasıyla mümkün olduğunca geniş ölçekte dağıtımının sağlanmasını talep etmektedir.


Want to add a caption to this image? Click the Settings icon.

28 Çalışma Grubu, son iki yıl içerisinde dikkatine sunulan Türkiye’de keyfi hürriyetten yoksun bırakılma davalarının sayısında artış gözlemlemiş bulunmaktadır. Örnek olarak bkz. 44/2018, 43/2018, 42/2018, 11/2018, 41/2017, 38/2017, 1/2017 sayılı Fikir Beyanları.

16


Takip Prosedürü

99. İşleyiş yöntemleri altında paragraf 20 hükümleri uyarınca, Çalışma Grubu kaynaktan ve Hükümetten halihazırda yapılan bu fikir beyanında belirtilen tavsiyelerin takibi çerçevesinde gerçekleştirilen işlemlere dair aşağıdaki hususları içerecek şekilde bilgi sunmasını talep etmektedir:

Sayın Yaman’ın tahliye edilip edilmediği ve edildiyse hangi tarihte edildiğiSayın Yaman’a tazminat ödemesi veya diğer nitelikte telafilerin yapılıp yapılmadığıSayın Yaman’ın haklarının ihlal edilmesine yönelik olarak soruşturma gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği ve gerçekleştirildiyse soruşturmanın neticesiTürkiye’deki kanunlar ve uygulamaların halihazırda sunulan fikir beyanıyla paralel olarak uluslararası yükümlülükleriyle uyumlu hale getirilmesi için mevzuatta veya uygulamada değişiklikler yapılıp yapılmadığıHalihazırda sunulan fikir beyanının uygulanması yönünde herhangi başka işlem yapılıp yapılmadığı

100. Hükümet, halihazırda sunulan fikir beyanının içeriğindeki tavsiyelerin uygulanmasında karşılaşacabileceği herhangi zorluğa veya Çalışma Grubunun ziyareti gibi ihtiyaç duyabileceği herhangi başka teknik desteğe dair Çalışma Grubunu bilgilendirmekte serbesttir.

101. Çalışma Grubu, kaynak ve Hükümetin yukarıda belirtilen bilgileri halihazırda sunulan fikir beyanının alınmasını müteakiben altı ay içerisinde iletmesini rica etmektedir. Ancak, davaya ilişkin yeni endişelerin dikkatine sunulması halinde takip niteliğinde kendi işlemlerini yürütme hakkını da saklı tutmaktadır. Böylesi işlemler, Çalışma Grubunun İnsan Hakları Konseyini tavsiyelerinin uygulanmasında gerçekleştirilen ilerlemeye ve herhangi biçimde işlemlerin gerçekleştirilmemesi hususlarına dair bilgilendirme olanağı tanıyacaktır.

102. Çalışma Grubu İnsan hakları Konseyinin tüm taraf Ülkeleri Çalışma Grubu ile işbirliği yapmaya davet ettiğini ve görüşlerini dikkate almaları, gerektiğinde de keyfi olarak hürriyetleri kısıtlanan kişilerin durumlarının telafisi adına gerekli adımları atmaya ve atılan adımlara dair de Çalışma Grubunu bilgilendirmeye çağırdığını hatırlatır.29

[21 Kasım 2018 tarihinde kabul edilmiştir]





1,289 views

Comments


bottom of page